Erol Erbaş | İnsan

” Dünyada çözülmeyen İNSANI araştırma, tanıma ve yenileme yapıyoruz. “

İnsan nedir?

İnsan, bütün kâinatı sevk ve idare edendir. Yetki makamını kendisinde keşfedemeyince, insanın büyüklüğünü başka sahalarda büyütmüş, tapmış, yakarmış. Yani esasında o büyüttükleri insanın kendisindedir. Ama bu çözülemeyince meçhule kayılmış.

O büyük kabul edilmiş şeylerin hepsi; o putların, inançların, dinlerin hepsi “İnsanda” zuhurattır. İnsan o kadar büyüktür ki hiçbiri insanı ifade edemez. İnsan her şeyi yönlendirir, konuşur. Böylesine büyük bir varlıktır. Aciz olan insanın gövdesidir, insan değildir. İnsan onun üstündeki erişilmeyen, anlatılan fakat görünmeyen, bilinmeyen, büyütülen ama haberimiz olmayan meçhuldeki büyük gücün kendisidir. İnsan bütün kâinatı, maddi alemi sevk ve idare eder. Artık bu kavramların açılması ve yaşanması lazım.  İnsan denilen varlık, gövde değildir. Gövde, “İnsanın evidir”. Gövde insanı temsil edemez.  İnsan gövdeyi değerlendirir.

İnsanı tarif için şöyle bir adres verelim: Nefesimizi alıp veren güç (Yaşatan) ve hayâl kuran (Gezen); bunların ikisi ebedi varlıktır. Büyük güç kaynağıdır. Onlarda zaman, mekân, yaşlanma yoktur. Onlar merkezdir. Her şeyin merkezine indiğimiz zaman, temeline indiğimiz zaman Yaşatan’ı buluruz. İşte o temele indiğimizde bulduğumuz; Yaşatan’ın yetki ve sahiplik kısmı “İnsandır”.











KENDİMİZDEN "İLKLER"

DUYULAR

Duyular; maddesiz yapımızla, maddeli yapımızın kesiştiği noktalardır.
Bilinen 5 duyunun yanında, bilinmeyen, fark ettiğimiz 5 duyumuz daha var:

5 "İÇERİ" DUYU
(Bilinen)

  • Görmek
  • İşitmek
  • Tatmak
  • Dokunmak
  • Koklamak

5 "DIŞARI" DUYU
(Bilinmeyen)

  • Hareket
  • Konuşmak
  • Küçük abdest
  • Büyük abdest
  • Cinsiyet

DUYGULAR

Duygular; gövde yapımızın istekleridir. Örneğin:
  • Beğenmek
  • Sevmek
  • Keyiflenmek
  • Küsmek
  • Kızmak
  • Ummak
  • Acındırmak
  • Gösteriş yapmak
  • Alışmak
  • Bıkmak

DUYUMLAR

İnsan ihtiyaçlarımızın adına "Duyum" diyoruz. Örneğin:
  • Sahiplik
  • Takdir
  • Anlayış
  • İcat
  • Tasarruf
  • Azim
  • Doğruluk
  • Yücelik
  • Ciddiyet
  • Cesaret

BENLİKLER

  • Hayal Benliği

  • Gövde Benliği

  • İnsan Benliğimiz

"Hayal, gövde ve insan yaşantısının zuhuratlarına benlik denir."

Gezen; sahip, direkt sahip… O nereye giderse, akıl oraya çalışıyor. Devamlı durduğu yerde “Benlik”, kısa zaman durduğu yerde “Kısa benlik” oluyor.

Gezen, hareketi düzenliyor. Gezen de benim. Gövdemi terk ettiğimde gittiğim yerlere teslim olursam, ona göre benlikler değişiyor. Teslim olduğum yerin etkisinde yaşıyorum. İçe dönüp “Nefes Alıp Verenle” birleştiğim zaman, sahiplik etkisine giriyorum, doğal insan oluyorum.

“İnsan benliği” benim doğal halim, diğerleri insanlıktan çıkışımızın benlikleri… O da dışarıdaki halimizi anlamak için… İnsan benliği yaşandığı zaman bunlar yok, her şey doğal. Ama insana geçişte, bu izahatlar lazım. Gezen, yani “Kendimiz” dışarıda gezdiği zaman ona isimler veriyoruz: “Hayal kurunca hayal benlik, gövde derdine düşünce gövde (mahluk) benlik…”

KENDİMİZDEKİ ÇEŞİTLİ YAŞANTILAR

  • Hayal Yaşantı 

  • Eşya Yaşantı 

  • Bitki Yaşantı

  • Gövde Yaşantı 

  • İnsan Yaşantısı

İnsana geçiş Dikkat-Zekâyla başlar.

Dikkat-Zekâdan Yaşantılar

“Dikkat-Zekânın doğal hâli başarıdır. Yenilik, insanın doğal hâlinin icraatıdır. Kendime döndüğüm an, Dikkat- Zekâda olurum.”

Bu eser Sn. Erol Erbaş’ın bugün­kü yaşantısına göre söylenmiş yaşantı ve sözlerden oluşmaktadır. Bu sözler yaşantının üre­timi, başarısı ve ikramatıdır.

Hiç kimse kendisinden başkasını söyleyemez.
Kendisinden başkasına söyleyemez.
Kendisinden başka bir şeyi tanımaz.
Kendini tanımayan hiçbir şeyi tanımaz.

EROL ERBAŞ
- İnsan -
Scroll to Top